Aşırı sağın yükselişte olduğu Almanya’da Dexit kapıda
BARTU EKEN / KANAL 7 DIŞ HABER SERVİSİ
Avrupa Birliği’nin en etkili ülkelerinden biri olan ve Avrupa’da yükselişte olan aşırı sağın Almanya’daki temsilcisi AfD, yeni bir açıklamaya imza attı.
İktidara gelmeleri halinde DE-EXIT sürecinin başlatılacağını duyurdu.
Anketlerde yüzde 23 oy alarak ülkenin ikinci büyük partisi haline gelen Almanya Alternatif Partisi, kıta Avrupası için yeni bir döneme işaret ediyor.
Hareketin eşbaşkanı Alice Weidel’in İngiltere merkezli Financial Times gazetesine verdiği röportaj büyük ilgi gördü.
Weidel, Avrupa Birliği’nden çıkmak için Brexit tarzı bir referandum talep edeceklerini söyledi.
Oyları hızla artan partinin, olası bir hükümet durumunda yapacağı saldırıyla AB’nin “demokratik eksikliklerini” gidermeyi hedeflediği vurgulandı.
Wiedel, aralarında Avrupa Komisyonu’nun da bulunduğu, seçim olmadan görevlerini yürüten AB kurumlarının yetkilerinin kısıtlanması için çaba göstereceklerini belirtti.
Bu durumun sağlanamaması durumunda “Dexit” referandumunun yapılacağı belirtildi.
AfD eşbaşkanı Wiedel, İngiltere’nin AB’den ayrılmasını kesinlikle doğru bulduğunu belirtti.
2016 yılında Londra’da yapılan referandumun Almanya için rol model olduğunu ifade etti.
GÖÇMENLERİ GÖNDERMEK İÇİN GİZLİ TOPLANTI YAPTLAR
Almanya, “toplu sınırdışı planı”nın tartışıldığı gizli bir toplantının basına sızdırılmasıyla siyasi çalkantıya sahne oldu.
Kasım ayında AfD yetkilileri başta olmak üzere aşırı sağ görüşlü kişiler Berlin yakınlarındaki Potsdam’da bir otelde toplantı yaptı;
Alman vatandaşı olmayanların toplu sınır dışı edilmesine ilişkin planın nasıl uygulanacağı tartışıldı.
Bunun üzerine ülke genelinde gösteriler düzenlendi.
Nazizmin yeniden dirildiği yönünde eleştiriler yapıldı.
Protestolar sırasında Hitler’in iktidara gelirken küçük toplantılarla başladığı ve dört yıl içinde tüm ülkenin kontrolünü ele geçirdiği hatırlatıldı.
Özellikle hafta sonları düzenlenen gösterilerde “Faşizme geçit yok” yazılı pankartlar asılıyor.
AfD’ye aykırı sloganlar atılarak partinin kapatılması gerektiği söyleniyor.
Almanya genelinde ikinci parti konumuna yükselen AfD ise suçlamaları reddediyor.
Partilerine karşı kara propaganda faaliyetleri yürütüldüğünü vurguluyor.
AfD Milletvekili Bernd Baumann bu hafta iktidar koalisyonu partilerine bir konuşma yaptı.
“Panik yayılıyor. Korkunuzun kokusunu alabiliyoruz” dedi.
AFD MÜTTEFİKLER ARIYOR
AfD kapatılmadığı takdirde olası iktidar yürüyüşünün önündeki tek engel koalisyon hükümetleridir.
Nitekim anketlere göre aşırı sağ parti henüz tek başına iktidar olabilecek bir oy oranına sahip değil.
Bu nedenle hedeflerine ulaşmak için siyasi ittifaklar elde etmek istiyor.
Buna en uygun siyasi hareketin eski Şansölye Angela Merkel’in partisi merkez sağ Hıristiyan Demokratlar (CDU) olduğu belirtiliyor.
Nitekim Potsdam’daki toplantıda en az iki CDU üyesinin hazır bulunduğu iddia edildi.
CDU tezleri doğrudan reddetmeyi tercih etmedi.
Gelişmelerin parti yetkilileri tarafından incelendiği, şu aşamada AfD’ye herhangi bir eleştiri yapılmadığı belirtildi.
CDU Milletvekili Thorsten Frei’nin bu konudaki açıklamaları dikkat çekici…
Frei, son konuşmasında AfD’nin oylarının yükselişin nedenlerinden biri olduğunu söyledi.
Seçmenlere hakaret etmenin bir anlamı olmayacağını belirtti.
Bütün bu durum, AfD ile CDU arasında önümüzdeki yıllarda anlaşmaya varılabileceği yorumlarını da beraberinde getiriyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, AfD karşıtı gösterilere şükranlarını sundu.
Analistlere göre bu durum ülkedeki siyasi iklimi daha da gerginleştirebilir.
Scholz, herhangi bir sınır dışı planın demokrasiye saldırı anlamına geldiğini savundu.
Bu durumun çağdaş Almanya’nın değerleriyle örtüşmediğini vurguladı.
AŞIRI SAĞA YÖNELİK YAPTIRIMLAR DEVAM EDİYOR
Almanya’da Anayasa Mahkemesi aşırı sağcı “Die Heimat” partisine karşı önemli bir karara imza attı.
Die Heimat’ın demokratik düzeni hiçe saydığı vurgulandı.
Hazine yardımının 6 yıl süreyle kesilmesine karar verildi.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Anayasa Mahkemesi’nin kararından memnun olduğunu açıkladı.
“Demokratik ülkemiz anayasa düşmanlarını finanse etmez.” Sözleriyle yeni bir tartışma başlattı.
Faeser, aşırı sağ partilere yapılan hazine yardımının kesilmesinin demokrasiyi korumanın bir aracı olduğunu belirtti.
Bu ideolojinin demokrasi ve millet adına en büyük tehlike olduğunu yineledi.
Bazı siyasetçiler ve uzmanlar, AfD’nin demokrasiye tehdit oluşturduğu gerekçesiyle hazine yardımının kesilebileceğini savunuyor.
Bir diğer görüş ise AfD’nin hazine yardımı kesintisinin farklı bir şekilde incelenmesi gerektiği yönünde.
halkapinar-ajans.com.tr